Hissiyâtımın anlık çığlıklarının yer alacağı bu sayfada, yazılanlarda kendini bulan ya da yazılanlara kendini yakın bulan herkese yer var...

22 Eylül 2012 Cumartesi

Beyaz Kır Çiçeği (Kardelen Hayali)

Kardelen olamazsam, kır çiçeği olurum ben de! Cahillik karlarıyla kaplı dağlar, sahralar düşmediyse nasibime, cennet ülkemin rengini canlandıran bir kır çiçeği olurum ben de.

İkisi aynı şey değil, biliyorum, kıyaslanamaz bile.
Yeşil rengin bile bilinmediği bir yerde boy atıp filizlenen kardelene karşı, yemyeşil kırların narin ve kırılgan çiçeklerinin esamesi okunmaz.
Kardelen, deldiği dağın, ovanın, sahranın adını alıp kahramanı olurken, kır çiçeğinin türünün adı bile bilinmez.
Yeşilliğe doymuş kırların, sıradan bir rengidir kır çiçeği…
Kardelen, karları delip geçerken, kır çiçeği ilk yağmura teslim eder çiçeğini. Azıcık üşüyünce de kendisi karışır kayıplara.
Kardelenin rengini kardan alan bembeyaz çiçeği, toz toprak kokulu kır çiçeğinin rengini bastırır. Asilliğiyle göz doldurur.
Kır çiçeği hep bir dosta ihtiyaç duyarken, kardelen tek başına da olsa dimdik durur ve duyurur mesajını hakikate açık dimağlara.

Evet…Kardelenler böylesine erişilmez, kır çiçekleri de böylesine sıradandır. Kardelen olmak kimilerine nasip olur, kimi nasipsizlerin de sadece hayallerini süsler. Bu öylesine kör eden bir hayal ki; peşinde koşarken kır çiçeklerine gözlerini kapattırır insana. Zorları başarmak da yine böyle ulvi bir hayalden geçer. İnsanların yıllarını adayıp yapamadıklarını, siz adandığınız bu hayalin peşinde yaparsınız.
Hayalinize yaklaşma günü yaklaştıkça heyecanlanırsınız. Ama ilk defa bu demlerde “acaba nasip olmaz mı ki?” diye düşünmeye başlarsınız.
Belki herkes için olmaz ama gün gelir, korktuğunuz başınıza gelir. Elinizde olmayan, hatta sizinle doğrudan ilgisi bile olmayan bir sebep, hayallerinizi ellerinizi parçalarcasına söker alır elinizden. Hayalsiz, daha da kötüsü amaçsız kalıverirsiniz bir anda. İstediğiniz dışında bir çok güzellik düşer nasibinize..
“Kardelen olamazsın artık, ama menekşe ol, gül ol, lale ol, karanfil ol.” Derler. Kokusu, rengi, görüntüsü cazip olsa da bu çiçeklerin, kardelen sevdasının ateşi sönmez yüreğinizde. Menekşe de anlamsızdır, gül de, lale de kardelenin yanında. Adınız hangisi olursa olsun, ilk rüzgarda savrulursunuz başka diyarlara.

İşte ben de adı kardelen ol(a)mayan o çiçeklerden biriydim. Kokusu güzel, rengi güzel…Nazarlar üzerimde gezdikçe soldum. Görülmekten, bilinmekten yoruldum. Yok olmak isteyecek kadar…
Gün geldi, bulunduğum bahçe için yok oldum. Gölgeme saklanıp beklemeye durdum. Bağdan, bahçeden uzak, kurudum.
Sonra Rabbim lütfetti, bir bahçe buldum. Nasihatini dinledim, bir bahçeye düştü yolum. Yine dediler; “menekşe ol, gül ol, lale ol.”. “Hayır” dedim, “Kır çiçeği olmak istiyorum.”
“Madem kardelen değilim, ha varım ha yokum. Madem varlığım anlamsız böyle, ben de başkalarına anlam katayım. Tek başına görünmeyeyim, bilinmeyeyim. Ama başka güzellikleri renklendireyim, canlandırayım.
Beni bilmesin kimse, arasında bulunduğum çiçekler bilinsin sadece.

İzin verin bembeyaz bir kır çiçeği olayım…”

Tık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder