Hissiyâtımın anlık çığlıklarının yer alacağı bu sayfada, yazılanlarda kendini bulan ya da yazılanlara kendini yakın bulan herkese yer var...

10 Eylül 2012 Pazartesi

Acılardan Geçerken...

Acılar insana hayata tutunma gücü verir çoğu zaman. İnadına daha çok gayret eder, daha çok dua eder insan. Ama bir yerlerde bir şeyleri yanlış yaptığında, büyü bozulur. İnadı kırılır, umudu dağılır. Kendine düşman kesilir. Gayretsizliğini, duasızlığını, umutsuzluğunu affetmez. Ama düzeltmek için eli de gönlü de güç yetiremez.

Kendisine uzatılan eller vardır elbet. Ama onlara sığ görünen denizin dibinin aslında ne kadar derin olduğunu bilmez onlar da. Denizin dibindeki elini vermiyor sanırlar, elinin yetişmediğini bilmeden. Olabildiğince gayretten sonra "Sen bilirsin" der, çeker giderler. Onca acıya bir kaçı daha eklenir. Derdini diyememek ve yalnız kalmak...

Yepyeni bir yönelişle Yaradan'ına yönelmeye vesiledir bu terkediliş. Ama değerlendirebilene... Değerlendiremeyince, ard arda sıralanır imtihanlar. İmtihanın daha ağırlarıdır kapıdakiler. Hizmet içinde olup yoklukla imtihan edilmeler bitmiştir artık. Yeni imtihanın adı "Varlık". Varlıkla da başedemez acı içinde yuvarlanan bu garip. Verilenlerin hepsinin birden elinden alınacağı büyük bir kaçış yaşar. Şimdiyse dönmek istese de yollar kapalı, varsa bile kapılar sürgülüdür artık.

Mutlu sonu yok bu hikayenin. Daha sonu gelmedi çünkü. Şimdiyse sadece yollar var önünde. Kapalı yollar... Aşılsa bile çilesi bitmeyen, sonsuz bekleyişe gebe yollar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder