Hissiyâtımın anlık çığlıklarının yer alacağı bu sayfada, yazılanlarda kendini bulan ya da yazılanlara kendini yakın bulan herkese yer var...

1 Nisan 2012 Pazar

Aylar sonra yeniden Ankara' dayım. Ve ilginçtir, bu kez bir an önce gitme isteği yok içimde. Özledim mi ne?

Bir şehri özlemek... her şeye rağmen... sokaklarında akıttığın her damla gözyaşına rağmen... en büyük hayal kırıklıklarını paylaştığın atmosferine rağmen... daha çok sevdiğin bir şehre kavuşmana rağmen... o şehri özlemek...

Şehir mi özlediğim, içindekiler mi? Uzun zamandır düşünüp içinden bir türlü çıkamadığım bir soru. Sanırım cevap biraz politik: Hem şehrin kendisi, hem de içindekiler.. ya da ne şehrin kendisi ne de içindekiler... arkada bırakılan zaman belki de... zamanın "geçmiş" olması ya da... ya da ulaşılmaz olması...

Sebebi her ne olursa olsun, özlem baki. Özlediklerimi hatırladığım şehir Ankara. Ondan almadıklarımı benden alan şehir. Belki de onları kaybettiğim zamanı benimle paylaşan şehir.

Ankara... Yüreğimi burkan anılarımı sakladığım şehir. Benim gizli hazinem, kendimi unuttuğum ve kendimi bulduğum şehir.

Ankara... her şeye rağmen sevdiğim şehir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder